Aydemir, İsrail’in Gazze Şeridi’nde uyguladığı sistematik soykırımı “tarihin en büyük trajedilerinden biri” olarak nitelendirerek, dünyanın bu zulme sessiz kalmasının “ortaklık” anlamına geldiğini vurguladı.
İNSANLIK DIŞI TABLO
Gazze’de yaşanan acı tablo, İsrail’in uyguladığı işgal ve soykırım politikalarının boyutunu gözler önüne seriyor. Filistin Diplomasi Merkezi tarafından yayımlanan verilere göre, 440 gün boyunca yaşanan soykırımda;
• 56.289 kişi şehit ve kayıp olarak kayıtlara geçti.
• Bunların içinde 17.803 çocuk, 12.224 kadın ve 238 yeni doğan bebek bulunuyor.
• 7.172 aile yok edilirken, bazı ailelerde sadece bir birey hayatta kaldı.
Aydemir, bu rakamların “bir toplumun yok edilme planının” açık göstergesi olduğunu belirtti. Ayrıca sağlık çalışanlarının, gazetecilerin ve bilim insanlarının bile hedef alındığını vurgulayarak, İsrail’in sadece askeri değil, tüm sivil hayatı yok etmeye çalıştığını ifade etti.
FİLİSTİN HALKININ YAŞAM HAKKI ELİNDEN ALINIYOR
Raporda, Gazze’deki hayatın felç olduğuna dikkat çekiliyor:
• Gazze’nin %86’sı tamamen yıkıldı.
• 2 milyondan fazla insan yerinden edildi.
• 350.000’den fazla kronik hasta ilaç bulamazken, 60.000 hamile kadın sağlık hizmetlerinden mahrum kaldı.
• 34 hastane ve 80 sağlık merkezi işgal güçlerince hizmet dışı bırakıldı.
Aydemir, bu durumun, Gazze halkının yaşam hakkının sistematik bir şekilde ellerinden alındığını gösterdiğini söyledi. Ayrıca, eğitim kurumlarının, dini mekânların ve altyapının da hedef alınmasının, “insanlığa karşı işlenen bir suç” olduğunu belirtti.
ULUSLARARASI TOPLUMA ÇAĞRI
İbrahim Aydemir, uluslararası toplumu ve özellikle İslam dünyasını sessiz kalmamaya çağırdı. “Her kim ki bu zulme sessiz kalır, o da bu suçun ortağıdır. Gazze’de yaşananlar sadece Filistin halkına değil, insanlığın vicdanına yapılmış bir saldırıdır” dedi. Aydemir, özellikle Türkiye’nin mazlumların yanında durmaya devam etmesi gerektiğini vurgularken, dünyadaki diğer ülkeleri de adaletten yana tavır almaya davet etti.