‘Biz yaratılanı yaradandan ötürü sevdik’

Başbakan Erdoğan "BDP zihniyetinin demokrasiye inancı yok. Tehditlerle oy almanın yoluna gittiler. İki de bir partinin adını değiştirirsin, başka bir işe de yaramazsın" dedi.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Bakın daha dün, Doğubayazıt'ta 6 vatandaşımızı kaçırdılar. Açık net konuşuyorum, kaçırdılar ve burası bizim Bitlis milletvekilinin ailesine ait olan işletme. Arkadan tehdide başladılar ve kendisine Bitlis'teki seçimler için o ilçeye gitmesi yolunda tehdit yağdırmaya başladılar. Pazar günü orada da seçim var. Bu tehditlerle bir yere varılmaz. İki de bir partinin adını değiştirirsin, başka bir işe de yaramazsın" dedi.

Başbakan Erdoğan, partisinin, Ağrı Adliye Sarayı Dörtyol Kavşağı'nda düzenlediği mitingde halka hitap etti.

SELAMLAMA

Erdoğan, konuşmasına başlarken, Ağrı ve ilçelerini isimlerini tek tek sayarak vatandaşları selamladı.

Ağrı'da, 1 Haziran'da tekrarlanacak belediye başkanlığı seçiminin hayırlı olması dileğinde bulunan  Başbakan Erdoğan, "10 Mart'ta, seçimlerden 20 gün önce Ağrı'ya geldik. Burada aynı meydanda sizlerle hasret giderdik. Sizlerle sohbet ettik, muhabbet ettik. Size, burada, biz yolumuzu anlattık, planlarımızdan, projelerimizden bahsettik. Ağrı'da yaptığımız, yapacağımız hizmetleri sizlerle paylaştık. 30 Mart'ta sizler sandık başına gittiniz, oylarınızı kullandınız, tercihlerinizi yaptınız" diye konuştu.

BEN DE SİZİNLE GURUR DUYUYORUM

Erdoğan, vatandaşların, "Ağrı seninle gurur duyuyor" şeklinde sloganlar atması üzerine, sözlerine şöyle devam etti:"Biz de sizlerle gurur duyuyoruz. Siz Ağrı Dağı kadar büyüksünüz. Ağrı Dağı kadar anlamlısınız. İtirazlar üzerine, Ağrı İl Seçim Kurulu, Ağrı'da seçimlerin tekrarlanmasına karar verdi. Şimdi burada bir hususun altını çiziyorum, burada inanıyorum ki pazar günü sizler Ağrı Dağı'nın şanına yakışır şekilde, AK Parti ile yürüyeceksiniz.  Mesele ilke meselesidir. Mesele bu ülkede halkına, vatandaşına hizmet meselesidir. Bir şeyi konuşacağız, biz Ağrı'ya nasıl hizmet getireceğiz, ona mı oy vereceğiz yoksa ideolojilere mi oy vereceğiz? Şimdi buraya birileri geliyor, soruyorum ne diyorlar? 'Ağrıda sandıklar 13 kere, 14 kere, 15 kere sayıldığı' iddiası BDP tarafından pompalanıyor. Tamamen yalan, tamamen gerçek dışı. Maalesef BDP bu yalanı Ağrı içinde yaymak suretiyle bir kez daha kirli siyasete başvurmuştur. Ağrı'da sadece sandıklar bir kez tam olarak sayıldı. İkinci sayımda sandıklar sayılmadan hile ve şaibe ortaya çıktı. Seçimler, İl Seçimler Kurulu tarafından iptal edildi. Yani 13, 14, 15 kez değil ikinci kez bile yeniden sayım gerçekleşmedi. Bu sayımda da ilk sandıklar açılmaya başladığında manzara görüldü. Seçimlerin tekrar edilmesi kararı alındı. Burada maalesef BDP adeta meydanı terörize etti. Öyle mi? Bunları 30 Mart günü akşam yaşadık mı, yaşadık."

 "Kardeşlerim her şeyden önce bu zihniyetin demokrasiye inancı yok" ifadesini kullanan Erdoğan, "Bu zihniyetin sandığa inancı yok. Bu zihniyetin düşünce özgürlüğüne saygısı yok. Çünkü bunlar bugüne kadar ancak tehditlerle oy almanın yoluna gittiler" diye konuştu.

"TEHDİTLERLE BİR YERE VARILMAZ"

Ağrı'nın Doğubayazıt ilçesinde 6 vatandaşın kaçırıldığına dikkati çeken Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:"Açık net konuşuyorum, kaçırdılar ve burası bizim Bitlis milletvekilinin ailesine ait olan işletme. Arkadan tehdide başladılar ve kendisine Bitlis'teki seçimler için o ilçeye gitmemesi yolunda tehdit yağdırmaya başladılar. Pazar günü orada da seçim var. Bu tehditlerle bir yere varılmaz. İkide bir partinin adını değiştirirsiniz. Başka bir işe de yaramazsın. BDP'li belediyelerin şimdi adı HDP oldu, iki parti oldular. Allah aşkına söyleyin, Doğubayazıt'ta bizim hizmetimiz dışında onların hizmeti var mı? Ya bunu görmüyor musunuz? Sesleniyorum, Ağrılı kardeşime şu Ağrı'da ne yapılmışsa biz yaptık. Kardeşim biraz sonra bunların hepsinin dökumanını vereceğim. Marifet iltifata tabidir. Siyaset yalanla yapılmaz. Siyaset iftirayla yapılmaz. Siyaset her yolu meşru görerek yapılmaz. Siyaset ilkelerle yapılır. Siyaset belli sınırlar dahilinde beli politikalar dahilinde, dürüstlükle yapılır, şeffaflıkla yapılır."

"YALANA DOYMAK BİLMİYORLAR"

Başbakan Erdoğan, 30 Mart öncesinde, Ağrı'da birçok yalan ve iftiranın dolaşıma sokularak sonuç alınmak istendiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:"Sizlerden rica ediyorum, bu yalanlara karşı hepiniz dikkatli olun, uyanık olun. Bize güvenilmez bir haber getirildiğinde bunlara lütfen itimat etmeyin. Seçim sırasında yalan söyleyenlerin seçimden sonra yalan söyleyip iftira atanların yönetime geldiklerinde ne tür çirkinlikler yapacaklarını ben sizlerin takdirine bırakıyorum. Bunlar yalana doymak bilmiyorlar. Ne diyorlar? 30 Mart'tan sonra Ağrı'ya 15 bin polis gönderildi, diyorlar. Allah aşkına nerede bu polisler, gösterin biz de görelim. Hepsi 'a'dan 'z'ye yalan. 30 Mart'tan sonra Ağrı'dan 2 bin gencin askere götürüldüğünü söylüyorlar. Hem komik hem yalan."

Başbakan Erdoğan, alandaki vatandaşların "Vur vur inlesin Sırrı Sakık dinlesin" diye slogan atmaları üzerine, "Mesele Sırrı Sakık meselesi değil, Sırrı Sakık fanidir. Bugün vardır, yarın yoktur, mensubu olduğu zihniyettir, biz o zihniyete bakalım. Öyle mi? Tayyip Erdoğan da fanidir. Bugün var, yarın yokuz ama bir şey söylüyoruz. Her zaman baki olan hedefler için fanilere lütfen kanmayın diyoruz" şeklinde konuştu.

"Baki olan hedefimiz Ağrı'ya hangi anlayış hizmet verebilir. Doğubeyazıt'a bak, yanında örnek. Afedersin pislikten geçilmiyor" diyen Erdoğan, şöyle konuştu:"Belediyecilik diye bir anlayış yok ama hala Doğubeyazıt'ta BDP var, niye? Tehditle ve çok daha enteresanı hanım kardeşlerimi eve kilitliyorlar, sandığa göndermiyorlar. Çünkü biliyorlar ki hanım kardeşlerim sandığa giderse o sandıktan AK Parti çıkacak ama ben de şimdi inanıyorum ki hanım kardeşlerim bu tür engelleri de aşacaktır. Onun için pazar günü hanım kardeşlerimden ayrı bir sıçrama bekliyorum."

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Bu arada emekli siyasetçileri ziyarete başladılar. Neymiş 'çatı kuruyorlarmış.' Bir çatı kurarak da cumhurbaşkanı seçeceklermiş ve bu 'çatı cumhurbaşkanı' olacakmış. O çatı, 30 Mart'ta uçtu, gitti" dedi.

SİYAT GÜNDEMİ

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Bu arada emekli siyasetçileri ziyarete başladılar. Neymiş 'çatı kuruyorlarmış.' Bir çatı kurarak da cumhurbaşkanı seçeceklermiş ve bu 'çatı cumhurbaşkanı' olacakmış. O çatı, 30 Mart'ta uçtu, gitti. Bunların oturdukları binanın damı yok, damı" dedi.

Erdoğan, partisince Ağrı'da düzenlenen mitingdeki konuşmasında, Ağrı belediye başkanı ve adaylarıyla ilgili çok sayıda iftira atıldığını belirtti."Bunlar da yalan. Eğer biz böyle bir dosyayı yakalarsak, yakaladığımız anda partilim de olsa gözünün yaşına bakmayız" diyen Erdoğan "Sandıkların 15 kez sayıldığını söyledikleri nasıl büyük bir yalansa diğer tüm iddiaları da ithamları da inanın yalan" ifadesini kullandı.

Yalan, karalama, iftira, itham üzerine siyaset yapılamayacağını, siyasetin hizmetle, planla ve projeyle yapılması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, "Kağızman yolunu yapan kim? Doğubayazıt yolunu yapan kim? Hizmet ortada, eser ortada. 'Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri.' Biz eserle konuşuyoruz, siyaset omurgalı duruş gerektirir, dürüst, ilkeli duruş gerektirir" diye konuştu.

30 Mart seçimleri öncesinde 81 ilde, tüm ilçelerde, beldelerde ve köylerde eserleriyle konuştuklarını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:"Biz eserle, plan, projeyle milletin huzuruna çıktığımız için milletimiz 30 Mart'ta bizlere yüzde 45,5 oy oranı ile bir kez daha destek verdi. Bizi bir kez daha zirveye taşıdı. 30 Mart öncesinde bize nasıl saldırdıklarını hatırlıyorsunuz değil mi? CHP, MHP, BDP bir araya geldiler, Pensilvanya ile ittifak halinde bize en ağır saldırıları yaptılar. En ağır iftiraları yaptılar. Milletim o hassas terazide, vicdan terazisinde bütün bu yalan ve iftiraları tarttı kararını verdi, AK Parti'yi tekrar zirveye taşıdı. Millet neyin ne olduğunu çok iyi görüyor. Bu aziz millet kimin nerede durduğunu, kimin dürüst olduğunu, kimin de yalanla, takiyyeyle, hileyle, iftirayla yol yürüdüğünü çok iyi biliyor. 30 Mart'ta millet bu plansız, programsız, vizyonsuz partilere çok güzel bir ders verdi. 30 Mart'ta millet, bir kez daha AK Parti diyerek, büyük Türkiye vizyonuna, yeni Türkiye hedefine, eser siyasetine, çözüm siyasetine en güçlü desteği verdi.

SEÇİMLER SONRASI

 Seçimlerden sonra yaptıklarını ilişkin bilgi veren Erdoğan, Azerbaycan ve Almanya'ya gittiğini, dünyanın birçok dost ve kardeş ülkesinden devlet başkanları, başbakanlar ve bakanlarla görüştüğünü, kabullerinde siyasi ve ekonomik konuları ele aldıklarını anlattı. İstanbul'da ise açılışlar yaptığını bildiren Erdoğan, "Marmaray'ın yanına lastikli araçların geçebileceği, iki katlı denizin altında büyük bir tünel yapıyoruz. Onun temel atma törenini yaptık" dedi.

Konya, Kayseri ve Karaman'da açılış törenleri düzenlediklerini, Ereğli ve Yozgat Boğazlıyan ilçelerini ziyaret ettiklerini, bu yoğun trafik içerisinde Ankara'da ve İstanbul'da Türkiye'nin önemli meselelerine ilişkin toplantılar düzenlediklerini ifade eden Başbakan Erdoğan, "Türkiye ekonomisini daha da büyütmek, çözüm sürecini daha da güçlendirmek için hazırlıklar yaptık. Aynı anda Meclis'e çok önemli yasa tasarılarını gönderdik " diye konuştu.

"SEÇİMDE OYLARINI ARTIRAMAYAN, HATTA OY KAYBEDEN PARTİLER NE YAPIYOR"

Bu süreçte Soma'da özel sektöre ait bir madende elim bir kaza yaşadıklarını da hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti:"Var gücümüzle, devletin bütün imkanlarıyla o kazaya koştuk. Şehitlerimizi çıkardık, yaralı kardeşlerimizin yaralarını sardık. Yani biz şunu demedik; '30 Mart'ta zafer kazandık, birinci parti olduk artık biraz dinlenelim, rahatlayalım, biraz oturalım, soluklanalım' demedik. Tam tersine 'millet bize yetki verdi, sorumluluğumuz büyük, millet bize itimadını teyyit etti' dedik ve daha büyük bir aşkla, coşkuyla büyük Türkiye yolculuğumuzu sürdürdük. Şimdi buradan soruyorum? AK Parti seçimden birinci çıktığı halde 2 aydır yoğun bir şekilde koşturuyor. Peki ikinci, üçüncü parti, dördüncü parti olarak çıkan, seçimde oylarını artıramayan, hatta oy kaybeden partiler ne yapıyor? Normalde onların bizden daha fazla çalışması lazım ama bunların öyle bir derdi yok. CHP'ye bakıyorsunuz yerinde sayıyor. Pensilvanya ile işbirliği yaptı şimdi bunun faturasını ödüyor. Kendi aralarında bunun tartışmasını yapıyor."

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ

MHP Genel BaşkanıDevlet Bahçeli'nin, AK Parti karşısında 8'nci seçimi kaybettiğini belirten Erdoğan, "hala orada oturmaya devam ediyor" değerlendirmesini yaptı.

 Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:"Bu arada emekli siyasetçileri ziyarete başladılar. Neymiş 'çatı kuruyorlarmış.' Bir çatı kurarak da cumhurbaşkanı seçeceklermiş ve bu 'çatı cumhurbaşkanı' olacakmış. O çatı 30 Mart'ta uçtu, gitti. Bunların oturdukları binanın damı yok, damı. Bu millet kendi başkanını, inandığı insanı, kendisini kucaklayacak insanı gayet iyi biliyor. İnşallah çok kısa bir süre içerisinde, haziran ayı içinde, mayıs diye planlamıştık, inşallah haziran ayı içerisinde adayımızı açıklayacağız. İstişarelerimizi yapıyoruz, inşallah ardından ismimizi, adayımızı açıklayacağız. İstişarelerimiz devam ediyor. Dün Meclis Başkanı'nı ziyaret ettik, kendisiyle dertleştik, konuştuk ve bunları devam ettireceğiz, STK'ları ziyaret edeceğiz. Oraların da kanaatini alacağız. Bu arada kamuoyu araştırmalarımızı yaptık, yapıyoruz ve en ideal ne ise halkımızın isteği, istikametinde kararımızı vereceğiz."

KAÇIRILAN ÇOCUKLAR

Erdoğan, partisince Ağrı'da düzenlenen mitingdeki konuşmasında, Diyarbakır'da çocukları kaçırılan ailelerin tavrından övgüyle bahsederek, "İnsan inancı uğruna, düşünceleri uğruna, namusu uğruna, ki bizde sandık namustur, bir kere ölür, bir kere..." dedi.

Diyarbakır'daki çocukları kimlerin kaçırdığını iyi bildiklerini ve partisinin dünkü grup toplantısında da bu konuda açıklamalarda bulunduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:"BDP'ye, HDP'ye seslendim. 'Bu çocukları siz alıp geleceksiniz' dedim. Niye? Çünkü onlar bu adresleri iyi biliyor ve kimin ne olduğunu gayet iyi biliyorlar. Getirmemeleri halinde, teslim etmemeleri halinde biz de iktidar olarak B planımızı, C planımızı uygulamaya koyacağız. İşte burada Doğubayazıt'ta 6 tane vatandaşımızı kaçırdılar. Kaçıran kim? Onlar da belli. Bölücü terör örgütü. Siyasi görüntüsü, açık konuşuyorum parlamentoda BDP, HDP. Niye, zaman zaman gidip alıp geliyorlar ya. Nasıl gidip alıp geliyorsunuz. İşbirliği içindesiniz de onun için. Bizler kimin ne yaptığını, her şeyi biliyoruz. Şu anda burada kaçırılan 6 kişinin de teslimi gerekiyor. Neymiş, Vahit Kiler devlete vergi veriyor, bize de vergi verecek. Lafa bak ya, sana neyin vergisini verecek. Hale bak. Bunlar nereye soksan girer. Mafya mı, terör mü, eşkıya mı; ne dersen hepsi bunlarda var. Alın teri dökmeden, hizmet vermeden haraç istiyor haraç. Ben arkadaşımıza söyledim, 'Kesinlikle böyle bir şeye yanaşmayacaksın, vermeyeceksin' dedim. Bu mücadele bir onur mücadelesidir. Bir haysiyet mücadelesidir. Alın teriyle çalışan insanları siz kalkıp da kaçırmaya yönelirseniz, devlete vergi veriyorsun bana da vereceksin, peki devlet aldığı bu vergiyi nereye harcıyor? Doğubayazıt'ın yollarına harcıyor, Doğubayazıt'ın okullarına, hastanesine harcıyor, sen nereye harcıyorsun? Sen insanları öldürmeye harcıyorsun."

"BİZ YARATILANI YARATANDAN ÖTÜRÜ SEVDİK"

Erdoğan, hükümet olarak milli birlik ve beraberliğin sağlanması için her türlü anlayışı gösterdiklerini belirterek, "Milli birlik dedik, çözüm süreci dedik, birçok kültürel imkanları verdik, red, inkar asimilasyon politikalarını AK Parti iktidarı ayaklar altına aldı. 'Benim Kürt vatandaşlarım, kardeşlerim' diye bağrına basan bir Başbakan, ilk defa Tayyip Erdoğan oldu. Hiç kimse bunu söylemedi. Niye? Çünkü biz yaratılanı yaratandan ötürü sevdik" diye konuştu.

BDP'nin ve HDP'nin "Siyasi Kürtçülük", MHP'nin ise "Siyasi Türkçülük" yaptığını ama kendilerinin 77 milyonu kucakladıklarını ifade eden Erdoğan, "Onun için biz yüzde 45,5 alıyoruz. Onun için BDP falan bunlar yüzde 6'da kalıyorlar, MHP'si 13-14'te, 15'te kalıyor. Öbür taraftan CHP'ye bakıyorsun o da kumsalların partisi, o da kumsallarda dolaşıyor; 27, 28 alıyor. Anlatabiliyor muyum? Kim kucaklıyor? Biz kucaklıyoruz, AK Parti kucaklıyor" dedi.

"TEZGAH BAŞKA, OYUN BAŞKA"

Diyarbakır’da kaçırılan çocuklarla ilgili CHP'nin, MHP'nin, HDP'nin ve "yandaş medya"nın sesinin çıkmadığını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:"Ama Galatasaray Lisesi önünde oturanlar için sesiniz çıkıyordu. Bunlar için niye çıkmıyor? Tezgah başka, oyun başka. Onun için pazar günü çok önemli. Allah korusun o çocukların cansız bedenleri geldiğinde, o cenazeleri anne babalardan kaçırıp istismar vasıtası yapmayı bile çok iyi bilirler. Çocukların dirilerine sahip çıkmazlar, ölülerini de istismar ederler. Biz yaşatmanın mücadelesini veriyoruz. Biz gençlerin yaşaması için, annelerin yavrularına kavuşması için evlerde, sokaklarda, illerimizde huzur olması için mücadele ediyoruz. 'Artık akan kan dursun', 'akan gözyaşı dursun' diye mücadele ediyoruz. Çok şükür çok önemli mesafeler katettik. İşte Ağrı'da, Ağrı'nın ilçelerinde bir yılı aşkın süredir bu tür acı haberler gelmiyor. Kepenkler kapanmıyor. Anneler, babalar acıyla kıvranmıyor. Biz çözüm sürecini kararlılıkla, sabırla sürdürdük. Siz de bu çözüm sürecine sahip çıktınız. Bu güzel sürecin, bu huzur ve güvenlik sürecinin sabote edilmesine inanıyorum ki sizler müsaade etmeyeceksiniz. İşte bu pazar verdiğiniz oylar bunun ifadesi olacak."

"PENSİLVANYA, BENİMLE İLGİLİ GÜZEL BİR FİLM HAZIRLIYORMUŞ"

Konuşması sık sık tezahüratlarla kesilen Erdoğan, yeni bir haber aldığını belirterek, şöyle konuştu:

"Pensilvanya, benimle ilgili güzel bir film hazırlıyormuş, ailemle ilgili güzel bir film hazırlıyormuş. Bu film için bana uygun bir artist henüz bulamamışlar, çocuğuma uygun bir artist henüz bulamamışlar. Halbuki Hollywood'a filan gitmelerine gerek yok, kendi içlerinde bunu başaracak artistler var. Oradan çıkartırlar. Fakat, bu tuzakların hiçbiri tutmuyor, tutmayacak. Şimdi hesap şu; cumhurbaşkanlığı seçimi öncesine bu filmi yetiştireceklermiş, onun gayreti, onun hesabı içerisindeler. Kardeşlerim, 17 Aralık dediler, tutmadı. 25 Aralık dediler, tutmadı. Kardeşlerim, 30 Mart dediler yine tutmadı. Şimdi 10 Ağustos diyorlar. 10 Ağustos'ta da Allah'ın izniyle yine tutmayacak, ben buna inanıyorum."