TSK bir taraftan yurt içinde diğer taraftan da Suriye ve Irak’a gerçekleştirdiği operasyonlarla terör örgütü YPG/PKK’ya büyük darbeler vurdu. Operasyonlarla ağır militan kaybına uğrayan terör örgütü, dağa çıkışların önünün de kesilmesiyle terörist bulmakta zorluk çekmeye başladı. Terör örgütü, hal böyle olunca da çareyi terörist kiralamakta buldu. Suriye’de yerel kaynaklardan alınan bilgiye göre; YPG/PKK savaşın hüküm sürdüğü ülkede işsizlik ve sefaletle kıvranan kişilerin peşine düştü. Bu durumu kendi lehine kullanmaya çalışan örgütün ABD’nin gönderdiği parayla bu kişileri paralı terörist olarak kiraladığı belirtildi.
Suriye’de barışı sağlamak amacıyla savaştan kaçan gençlerin kurduğu Barış Komitesi üyeleri de yerel kaynakları doğruladı. Komite üyesi Victoria Davud, Amerika para göndermeyi keserse YPG ve PKK’nın biteceğini aktardı. Davud, “Suriye gençler için çok sıkıntılı bir yerdi, PKK onları Münbiç’e, savaş olan yerlere götürüyorlar. 3 kardeşimi hem Esad hem de PKK zorla götürürler diye oradan çıktık. Esad, köyümüzün elektriklerini, suları kesti, Kürtler el koydukları için Esad elimizi çekelim bu şehirden dedi. Bu sefer PKK ve DEAŞ arasındaki savaşta kaldık. Amerika bunların maaşını vermezse, silah vermezse, onlar hepsi ölür. Bunları Amerika yaptı, Amerika onlara dolar gönderiyor, silah gönderiyor. Amerika el çekerse YPG/PKK ölür. Bu PYD/PKK Amerika’nın sesi, Kürtlerin değil. Savaştan sonra PKK gelip millete el koydu. ‘Sizde gelin elinizi bize verin başka parti kuralım’ dedi, diğer partiler bunu kabul etmedi. Biz sizin yaptığınız gibi yapmayacağız dedi. Onların partisi kan partisi, onlar kanla devlet kurmak istiyorlar. Ama diğer partiler biz gençlerimizin kanını kolay kolay dökmek istemiyoruz deyince, bundan dolayı evlerimizi yaktılar, gençlerimizi mahvettiler. PKK bizden olmazsanız size zorbalık ve zulüm yapacağız diyordu. Bunu açık açık söylediler, onlara biz sizden olmayacağız dedik. Bundan dolayı gençlerimizi öldürdüler, kimi Kürt bölgesine kimi de Türkiye’ye kaçtı PKK zulmünden. Biz kaçak olarak Türkiye’ye geldik. İlk başta bize çok zordu burası. Çünkü dil bilmiyorduk, iş yoktu. Hem de yabancı bir ülke ve ülkeyi tanımıyorduk. Yavaş yavaş Türklerin arasına karıştık, dil öğrendik, iş bulduk, kendimize iş yaptık, biz Türkiye’de zor bir şey görmedik. Türkiye bana vatandaşlık verdi, ben burada medresede öğretmenlik yapıyorum, iyi bir işim oldu. Buraya gelmekle canlarını kurtardılar, çocuklarını buraya kaçırdılar, ailelerini kaçırdılar. Biz bir ülkedeyiz ve oraya uymalıyız. Biz sadece orada ölmeyelim, ailelerimizi kurtaralım diye buraya geldik. Oradaki büyük problem çocukları savaşa götürüyorlar. Münbiç’te her yıl Amuda 200, 300 kişilik ölümüz geliyor. Dayımın kızı var 12 yaşında okuldan alıp savaşa götürdüler. Gençler Kürt bölgesine ve Türkiye’ye kaçtılar diye bu sefer ailelerin kızlarını kaçırdılar. Evde kız yoksa çocukları götürüyorlar. 12 yaşına kadar da götürüyorlar. Biz Amuda’dan çıktığımız gibi YPG tüm malımıza el koydu. Ama Türkiye'ye gelenlere düşman gözüyle bakıyorlar. ‘Siz düşmanların yanına gittiniz, siz düşmansınız’ diyorlar. Biz gittiğimizde Türkiye’den geldiğimizi söylemekten korkuyoruz. Bu ses bizim sesimiz değil. Bu savaş bizim savaşımız değil. Biz bu şeyi istemiyoruz. Biz istiyoruz ki komşularımızla, Türkiye ile Irakla, Ürdün’le dost olalım. Biz kan dökmek istemiyoruz” dedi.
“Bu ses Kürtlerin sesi değil”
Komitenin bir diğer üyesi olan Victoria Davud’un erkek kardeşi Sepan Davud ise PKK/YPG/PYD Suriye’deki Kürtlerin sesi olmadığını ve bunun altını çizerek dünyanın bunları duymasını istediğini kaydetti. Davud, “Orada yaşanan zulümleri bırakmıyorlar dünya duysun o yüzden Kürtlerle alakaları yok. Suriye Kürtlerinin bütün din ve dillere bağlı insanlarla muhabbetleri var. Suriye Kürtleri her zaman barıştan yana olmuşlardır. İsterim ki Suriye Kürtlerinin sesinin duyulmasıdır. Kürtler olarak kimse ile düşmanlığımız yoktur. Biz isteriz ki Kürt, Türk ve Arap olarak birlikte yaşayalım ve muhabbetimiz her daim olmasıdır” diye konuştu.