Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü tarafından düzenlenen panelde ‘Ölümünün 300. Yılında Şair Nâbî” anıldı.Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen panele Doç. Dr. Rıdvan Canım, Prof. dr. Metin Akkuş, Doç. Dr. Serhan Alkan İspirli ve Arş. Gör. Reyhan Keleş konuşmacı olarak katıldı.
2012 yılında Birleşmiş Milletler Bilim, Eğitim ve Kültür Örgütü UNESCO’nun Itri ve Nâbî ile ilgili anma programı hazırladığını anımsatan konuşmacılar, 1642-1712 yılları arasında yaşayan Şair Nâbî’nin felsefe, hiciv ve lirizmde ulaştığı yüksek düzeyin uluslararası toplantılarla ele alındığını ifade ettiler.
TÜRKÇE’YE HAYRAN BİR ŞAİR
Konuşmacılar, Nâbî’nin, her ne kadar manzum eserleriyle ün yapmış bir şair olsa da mensur eserler bakımından da divan şairleri arasında önemli bir yere sahip olduğunu vurguladılar.
Hikemî tarz şiirin temsilcisi olan Nâbî’nin hayatı ve edebi kişiliği hakkında bilgi veren konuşmacılar, onun, öteden beri halk ağzında söylenerek anonimleşmiş atasözlerini, deyimleri, yerleşik âdet ve gelenekleri, nasihat ve mev’ize ifade eden âyet ve hadisleri vurgulu ve etkili bir söyleyişle şiirleştirdiğini ifade ettiler.
Nâbî’nin, şiirlerinde sağlam ve mantıklı bir temele dayanan, açık ve sade bir söyleyişi olduğuna dikkati çeken konuşmacılar, Nâbî’nin şiirinde, insanı, düşünce yoluyla saran hikmet ve hakikat, akıl ve mantık ile bağdaştırdığını, bunun sonucu olarak da hikemiyet alanında yazdığı şiirlerinin günümüze kadar ulaştığını, halk tarafından benimsenerek birer atasözü hüviyeti kazandığını anlattılar.
“Nâbî Türkçeye hayran bir şairdir” diyen konuşmacılar, onun Halep’te bulunduğu sırada yazdığı bazı şiirlerinde Türkçe hayranlığını ve bu dile çektiği hasreti açıkça ifade eden eserler yazdığını da hatırlattılar.