Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
Baskette Mehmet Akif Ersoy Lisesi damgası
Baskette Mehmet Akif Ersoy Lisesi damgası
YURTLİG’de filenin şampiyonları belli oldu
YURTLİG’de filenin şampiyonları belli oldu
ETÜ projesi patent aldı
ETÜ projesi patent aldı
Şehit Sözen dualarla anıldı
Şehit Sözen dualarla anıldı
Erzurum’da mola verecek
Erzurum’da mola verecek
HABERLER>ARAŞTIRMA İNCELEME
24 Ağustos 2019 Cumartesi - 11:35

‘Türk Töresinde kadın cinayetinin cezası çok ağırdır’

Atatürk Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Savaş Eğilmez, Türk devletlerinde kadınlara karşı işlenen suçların cezalarının çok ağır ve oldukça caydırıcı olduğunu söyledi.

‘Türk Töresinde kadın cinayetinin cezası çok ağırdır’

Atatürk Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Savaş Eğilmez, Türk devletlerinde kadınlara karşı işlenen suçların cezalarının çok ağır ve oldukça caydırıcı olduğunu söyledi.

Suç ve cezanın insanlık tarihinin kendisi kadar eski olduğunu belirten Eğilmez, “Suçun olduğu her yerde mutlaka ceza da olmuştur. Cezalar pek çok uygarlıkta uzun tecrübelerle ve zaman içerisinde ortaya çıkan yasalarla düzenlenmeye çalışılmıştır. Ölüm cezası, devletler tarafından uygulanabilen en sert cezadır. Tarihte, ağır suçlar ve siyasi karşıtların idam edilmesi neredeyse bütün toplumlar içerisinde sıkça görülmüştür. İdam cezası, uygulandığı çoğu yerde, önceden tasarlanmış cinayet, casusluk, vatana ihanet gibi suçların karşılığı olarak kullanılmıştır. Günümüzde birçok ülkede, uyuşturucu kaçakçılığı da kişiyi idam cezasına çarptırmaya yetecek bir suç sayılır” diye konuştu.

TÜRK DEVLET GELENEĞİNİN TEMEL UNSURLARINDAN BİRİ “ADALET” TİR

Türk tarihi boyunca kurulan bütün devletlerde, töre diye isimlendirilen hukuk sistemine sıkı bir bağlılık görüldüğünü dile getiren Savaş Eğilmez, “Töreye olan bu bağlılık mücadeleci sosyal hayatın gereklerinden doğmuştur. Halk, ülke, istiklal ile birlikte hukuk, Türk Devletinin dört temel unsurundan biridir. Türklere göre devleti kuran ve işleten mekanizme hukuk idi. Ceza hukuku, Türklerin hayatında önemli bir yer tutmuştur. İslamiyet'ten önceki Orta Asya Türk siyasi teşekkülleri ve topluluklarında ceza hukuku ile kanunlarına dayalı bir düzen ile kendisine özgü, yaşayan bir ceza hukuku ortaya çıkarmıştır. Bu suretle Türk toplum kültürünün bir ürünü olarak, tarihin akışı içinde gelişen bu hukuk, en geniş manasıyla "töre" denilen kanun ve sosyal normlar bütününde, kesin ifadesini bulmuştur” dedi.

Türk töresinin, en eski Türk topluluklarından itibaren sosyal kontrolü ve toplumsal bütünleşmeyi sağlayan en önemli unsurlardan biri olduğuna dikket çeken Eğilmez, açıklamasını şöyle sürdürdü;

“Kökeni, eskilere götürülebilecek olan "suç" sözcüğünün, eski Türkçe’de "yoldan ve yönden sapma" anlamına geldiği anlaşılmaktadır. Elimizde bulunan en eski Türkçe kaynaklardan anlaşıldığına göre, suç sözcüğünün en eski Türkçe karşılığı "yazuk" yani "yazık" dı.

Masum birini kasten öldürmenin cezası kesinlikle “ölüm”dür

Tarih boyunca Türk töresinin en az başvurduğu ceza ölüm cezası idi. En az uygulanan ceza olmasına rağmen, sabit suçun değişmeyen kuralı ölümdü. Türk töresinde iki suçun karşılığı kesinlikle ölüm cezası idi. Bu suçlardan biri; devlete ihanet bir diğeri de masum birini kasten öldürmekti.

Türk devletlerinde kadınlara karşı işlenen suçların cezaları, çok ağır ve oldukça caydırıcı olmuştur. Hemen hemen bütün inançlar tarafından şiddete yasaklanan bu suçlar, Türk toplumu tarafından da her dönemde kınanmış ve bu suçları işleyenlere diğer suçlara göre çok daha büyük tepki gösterilmiştir.

CEZALANDIRMA İŞLEMİ ÖLÜMDEN SORUNDA DEVAM ETMİŞTİR

Türk devletlerinde kadınlara tecavüz etmenin ve öldürmenin cezası çoğunlukla ölümle sonuçlanmıştır. Hatta bu tür suçların idamla cezalandırılması yetersiz olarak görülmüş, suçlular genelde acı çektirilerek öldürülmüştür. Ve cezalandırma işlemi ölümden sorunda devam etmiştir. Bu tip cezalandırmalarda amaç ölünün bedenine zarar vermekten ziyade, topluma verilmeye çalışılan ibret mesajının pekiştirilmeye çalışılmasıdır. Örneğin, 1156 yılı Malatya’sında bir Ermeni papaz, daha yeni nişanlanmış olan güzel bir genç kızı kilisede yalnız kaldıkları sırada kandırmaya çalışarak ondan olmadık şeyler istemişti. Bu uygunsuz teklife genç kızın tepkisi çok sert oldu ve kiliseden hemen uzaklaşmaya çalıştı. Ancak papaz ısrarlıydı ve kızın bağırışlarına aldırmayarak zorla tecavüz etti. Papaz amacına ulaştıktan sonra yaptığının duyulmasından korkarak kurbanını elleriyle boğarak öldürmüştü. Sonuçta papaz yakalanmış ve yapılan yargılama sonucunda derisi diri diri yüzülmek suretiyle ölüme mahkûm edilmişti. Daha sonra da cesedi herkesin önünde yakılmıştır.

Toplum tarafından büyük tepki gösterilen böyle insanların cezaları ve sonuçları, diğer insanlara ibret olması ve onları caydırması için kalabalık halk kitleleri önünde sergilenmesine özellikle dikkat edilirdi.”

“Bütün Türk Tarihinde uygulanan ceza sistemlerinde idam vardır” diyen Eğilmez, “Türk hukuk geleneklerine göre idam cezası olmayan hukuk sistemi, kamunun vicdanını tatmin etmez ve cezalar içerisinde idamın olmaması, temel amaç olan caydırıcılıkta önemli bir zafiyet oluşturacağı fikri hakim olmuştur.

Özetle kadim Türk tarihinde, otorite kadına ve çocuğa karşı işlenen tecavüz ve cinayet suçlarının cezasının ölümle sonuçlanmasına çok dikkat edilirdi. Yazık ki günümüzde de bu tür suçlar işleniyor. Maalesef var olan hukuk sistemiz içerisinde, Emine Bulut’a karşı işlenen suçun cezası yok. Ülkemizin içerisinde bulunduğu şartlar, suç ceza ilişkisinin, özellikle bazı suçlar için, mutlak caydırıcı bir zeminde kurulması zorunluluğunu ortaya çıkarmaktadır.” şeklinde konuştu.

 
Valilikte Horasan gündemi
 
Erzincanspor Erzurum kampını mağlubiyetle tamamladı
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
TÜSEB Klinik Araştırmalar Merkezi kuruldu
Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) ülkemiz için bir ilki daha ...
Konut fiyat endeksi açıklandı
Konut fiyat endeksi Haziran ayında bir önceki aya göre yüzde 0,74 oranında ...
“Dönerin kökeni Orta Asya’ya dayanıyor"
Prof. Dr. Kamil Bostan dönerin bir Türk yiyeceği olduğunu savunarak, “Dönerin ...
 
İşsizlikle ilgili 33 bini aşkın haber yapıldı
2019 yılının başından bugüne kadar işsizlik ile alakalı 33 bin 50 adet haber basında yer buldu.
TÜSEB ödülleri için başvurular başladı
Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) Aziz Sancar Bilim, TÜSEB ...
Sosyal medyada kişisel verileri paylaşırken dikkat
Sosyal medyada kişisel verilerin paylaşılmasındaki tehlikelere değinen ...
 
Pasin Ovası’nda keşif kazısı
Arslan’ın bilimsel danışmanlığında ve Erzurum Müze Müdürlüğü başkanlığındaki ...
“Nöbetçi noter” 200 bin barajını geçti
Adalet Bakanlığı ile Türkiye Noterler Birliğinin ortak çalışmasıyla, hafta ...
Yapay Zekalı Temelli Katı Atık projesi ile finale kaldılar
2 üniversite öğrencisi, sıfır atık projesine destek vermek amacıyla yapıp ...
 
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurumspor’un Yeni Sezon Önceliği:

a. Ligde kalmak
b. Playoffa kalmak
c. İlk iki için mücadele


Sonuçları göster Anket arşivi
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeKünye FacebookFacebook TwitterTwitter Günün HaberleriGünün Haberleri