“Bir halk kendi derdi ile kendisi alakadar olduğu zamandır ki yükselebilir ve bir varlık gösterebilir” 1950
“Bizlerden esirgenen haklarımızın geri alınmasını hep beraber el birliği, kafa birliği ile atılalım. Bilmeliyiz ki haklar verilmez ancak büyük gayreti çalışma ve yorulmak bilmez bir mücadele ile elde edilebilir”. 1951 Dr. Fazıl KÜÇÜK
Ülkeleri yöneten ve toplumun önde gidenleri yaptıkları çalışmalarla iyi veya kötü olarak anılıyorlar. Bazıları ise ülkelerine yaptıkları sınırlı çalışmaları ile biliniyorlar. Özellikle kendilerini büyük olarak tanımlayanlar yalnızca ülkelerine değil çevrelerine de zarar veriyorlar. İ-kinci dönem Amerikan Başkanı olarak seçilen Trump züccaciye dükkanına giren fil gibi her tarafı kırıp döküyor. Bunu yaparken de ülkesinin dünyanın en büyüğü olduğunu söyleyerek bir anlamda bütün dünya ülkeleri halklarını kendi kölesi olarak görüyor. Ekonomik olarak sıkıntı yaşayan ülkelerin ticaretlerini dolarla yapmayanları ise tehdit ediyor.
Bu arada dünya üzerinde kendi liderlerini suikastlarla katleden bir ülke olduğunu da unutmuyor. 1960’lı yıllarda katledilen Kennedy kardeşlerin katliam dosyalarının yeniden açılması konusunu gündeme taşıyor. Yeni hükümetinde bu aileden birisini de bakanlık koltuğuna atamış bulunuyor. Önümüzdeki dönemde ilginç olayların yaşandığına tanıklık edeceğiz. Trump yangından mal kaçırır gibi çok sayıda kararnameye imza atarak adeta nerede kalmıştık havasını basıyor. Kendinden önce Biden Kıbrıs Cumhuriyeti diye bilinen ülkeye uygulanan silah ambargosunu kaldırmıştı. Şimdilerde ise Adanın güneyinde üsler istiyor ve bölgeyi silah deposuna çevirmeye çalışıyor.
Bunu fırsat olarak gören İsrail’in de Larnaka ve Baf Hava limanlarının (kule dahil) kullanımı için Rum Yönetiminden gerekli izinleri aldığı belirtiliyor. İsrail devleti kurulmadan önce adada bulunan Yahudiler mallarını 1933 ve 1934 yıllarında Rumlara satarak Filistin’e göç ettikleri için Kıbrıs’ın da vaat edilmiş topraklar olduğunu belirterek Larnaka civarındaki turistik otelleri satın almaya başladıklarını da anımsamak gerekiyor.
Rum Yönetiminin gaspla elde ettiği Kıbrıs Cumhuriyeti kimliği ile uluslararası hukuk ve adı geçen Cumhuriyetin kuruluş antlaşmalarını ihlal ederek bölgeyi zora sokacak çalışmalarına son dönemde ivme kazandırdığı biliniyor. Bu gidişe karşı daha fazla zaman yitirmeden gerekli girişimlerin yapılması gerekiyor mu ne….
SEVGİ ile kalınız…