Adalet Bakanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı arasında ceza infaz kurumlarındaki tutuklu ve hükümlüler ile denetimli serbestlik yükümlülerine yönelik eğitsel, sosyal, kültürel, sportif faaliyetler düzenlenmesini içeren iş birliği protokolü imzalandı.
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ile Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu arasında ceza ve infaz kurumlarında tutuklu bulunan kişilerin eğitsel, sosyal, kültürel ve sportif alanda kendilerini geliştirmeleri ve topluma faydalı bireyler olmaları için iş birliği protokolü imzalandı. Ankara Hakimevi’nde düzenlenen protokol imza töreninde konuşan Adalet Bakanı Gül, şiddetin önüne geçebilmek için eğitimin en önemli ana unsur olduğunu söyledi. Gül, “Gençliğin ve gençlerin korunması, geleceğe daha güçlü bir şekilde hazırlanması devletin görevleri arasında yer alıyor. Bu iş birliği protokolünü imzalayarak gençlerimizin daha da sportif ve kültürel faaliyetlerden yararlanmasına ihtimal sağlayacak bir adımı atmış olacağız. Modern dünyanın en önemli parametrelerinden biri elbette eğitimdir. Özellikle eğitim bireyleri şekillendiren, bireyin toplumla ve bireyin bireyle olan ilişkilerini şekillendiren ana unsurdur. Eğitimin eksik olduğu yerlerde nasıl toplumsal vakaların ortaya çıktığını da görüyoruz. Özellikle son zamanlarda tanık olduğumuz kadına şiddet konusunda asla tasvip etmiyoruz. Bu süreçlerde esasen eğitim sürecindeki eksikliğin insanı ne hale getirdiğini görebiliyoruz. Bu çerçevede özellikle kadına yönelik şiddet konusunda sıfır toleransla her türlü mücadeleyi sürdüreceğimizi ifade etmek isteriz” dedi.
“İSTİSMAR VE ŞİDDET OLDUKTAN SONRA ‘AH VAH’ DEMENİN BİR ANLAMI YOK”
Gençlik ve Spor Bakanlığı ile imzalanan iş birliği protokolünün çok önemli olduğunu söyleyen Gül, “Cezaevlerinde bulunan her insanı kazıdığınızda özünde insan olmasından kaynaklı birtakım meseleler olduğunu göreceksiniz. Burada eğitimin kişileri suça ulaşmasını önleyici çok önemli bir faktör olduğunu unutmamak lazım. Esasen iş karakol ve cezaevine düştükten sonra ‘ah vah’ etmenin hiçbir anlamı yok. Ne kadar cezayı artırırsanız arttırın o kadın şiddete uğramış, o kişi istismara uğramıştır. Bunun telafisi asla mümkün olmuyor. Elbette bu konudaki caydırıcı her türlü tedbirler hem yasama hem yürütme ve devletin tüm organlarının önündedir ve asla taviz vermeden bu konular sürdürülecektir. Eğitimle suçlunun toplumla olan ilişkisini sağlıklı bir hale getirmek hepimizin ortak sorumluluğudur. Bu çerçevede özellikle işlemiş olduğu suç vesilesiyle ceza infaz kurumlarında bulunanların da cezalarını seçtikten sonra yeniden toplum hayatına girerek toplumla entegre olma ve topluma hazırlanmaları çok önemlidir. Bugün yaptığımız bu protokol bu çalışmalardan birisidir” ifadelerini kullandı.
“CEZAEVİNDE BİLE OLSA KİŞİNİN EĞİTİM HAKKI ANAYASAL BİR HAKTIR”
Cezaevlerinde bulunan tutuklu ve hükümlülerin istedikleri takdirde eğitimlerine devam ettiklerini belirten Gül, konuyla alakalı sayısal verileri de paylaştı. Gül, “2019 Ocak ayı itibariyle cezaevine tutuklu ve hükümlü olarak girmiş kişilerin eğitim öğretim hayatlarına da devamı için çok önemli bir görev ifa edilmektedir. Cezaevinde bile olsa kişinin eğitim hakkı anayasal bir haktır. Eğitim hakkından istifa etmesi temel görevimizdir. 54 bin 579 kişi eğitim hakkından yararlanmaktadır. Bu kişiler gerek lise gerekse lisans ve lisansüstü imkanlarından yararlanıyorlar. 9 bin 186 tutuklu okuma yazma kursuna devam etmektedir. 79 bin 220 kişi meslek edindirme kurslarına katılmışlardır. Birçok kişi cezaları bittikten sonra burada aldıkları eğitimlerle, iş yeri açma, evine ekmek götürmekte ve topluma uyum sağlayacaktır. Bu protokolle birlikte sosyal, kültürel ve sportif faaliyetler hakkında da çalışmalar yapılacaktır. Bu işbirliğinde cezaevlerinde tutuklu bulunan kişilerin sportif yeteneklerinin tespiti anlamında da çok önemli bir fırsat sağlanacak. Ceza infaz kurumlarına araç ve malzeme konusunda destek verilecek ve spor danışmanları görevlendirerek spor faaliyetleri yapılacak. Çocuk eğitim evlerinde kalan çocukların, 18 ilde bulunan gençlik kamplarından faydalanması bu protokolle sağlanacak. Özellikle gönüllü gençlerimizin ceza infaz kurumlarında görevlendirilerek bu gençlerin spor faaliyetlerine yönlendirilmesi, kötü alışkanlıklardan uzaklaştırılması konusunda çok önemli bir çalışma var. Gönüllü olarak bu çalışmaya katılan gençlerimizi buradan teşekkürlerimi sunuyorum” şeklinde konuştu.
“AMACIMIZ BU MEMLEKETİN YARINLARI VE EVLATLARI”
Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu ise, Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin Türkiye Cumhuriyeti’ne katkılarından bahsederek konuşmasına başladı. Kasapoğlu, “Ülkemiz, yarınlarımız için çok değerli bir protokol vesilesiyle bir aradayız. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin ülkemize katkılarından bir tanesi de bakanlıklarımız arasında gerçekleşen bu işbirlikleri. Geçtiğimiz hafta hem Tarım Orman Bakanlığıyla, hem Milli Eğitim Bakanlığıyla yaptığımız protokollerin bugün bir yenisini Adalet Bakanlığıyla yapmaktan mutluluk duyuyorum. İnşallah bu iş birlikleri diğer bakanlıklar ve diğer kurumlarla devam edecek. Çünkü amacımız bir. Aynı amaç doğrultusunda kaynaklarımızın hem etkin kullanımı hem daha güçlü bir sinerjiyle hedeflere yürüme noktasında bu protokolleri önemsiyoruz” ifadelerini kullandı.
Kasapoğlu, protokolün cezaevlerinde tutuklu bulunan gençlerin kendilerini tanımaları konusunda faydalı olacağını belirterek, “Amacımız bu memleketin evlatları, yarınları. Biliyorsunuz Avrupa’nın en genç ülkesiyiz. Bu bağlamda gençlerimizi her yönden nitelikli bir şekilde yarınlara hazırlama zorunluluğumuz var. Zihnen ve bedenen donanımlı bir gençlik yetiştirmek istiyoruz. Bu çerçevede bütün imkanlarımızı gençlerimizin hizmetine sunduk ve sunmaya da devam edeceğiz. Adalet Bakanlığıyla yaptığımız protokolün ismi ‘Kapılar Kapanmasın’. Bu protokolle birlikte cezaevlerindeki genç tutukluları ruhsal ve bedensel anlamda güçlü kılmak. Kendilerini tanımaları ve tanıtmaları açısından çok sayıda faaliyet gerçekleştireceğiz. Hem cezaevi içindeki hem cezaevi sonrası toplumla entegrasyonu konusunda birtakım hedeflerimiz var. Bakanlık olarak ülkemizin tüm gençlerini ve çocuklarını önemsiyoruz. Hiçbir gencimizi bu hizmetlerden mahrum etme hakkımız yok. Cezaevlerinde gerçekleştireceğimiz bu faaliyetler de bu konudaki samimiyetimizi ortaya koyuyor” şeklinde konuştu.
2019 yılının gönüllülük yılı olduğunu hatırlatan Kasapoğlu, “2019’u gönüllülük yılı ilan ettik. Bu gönüllülük yılı çerçevesinde gençlerimiz, cezaevlerindeki gençlerimize katkı sağlayacak, onların yarınlara yürümesinde faydalı olacak. İnanıyorum ki cezaevindeki gençlerimiz, cezaevi sonrası bu gönüllülük faaliyetlerine katılarak iyiliği, güzeli paylaşarak çoğaltacaklar” dedi.
“GENÇLERE SABRI VE HAKKI TAVSİYE EDECEĞİZ”
Son günlerde yaşanan şiddet hadiselerine ilişkin de bir açıklama yapan Kasapoğlu, hayatın hiçbir alanında şiddete izin vermeyeceklerini söyledi. Kasapoğlu, “Biz barış toplumunun evlatlarıyız, medeniyetin, o inancın çocuklarıyız. Bizim kültürümüzde, inancımızda şiddete yer yok. Sporda da, hayatın diğer alanlarında da şiddetin hiçbir türlüsünü hiçbir canlıya tasvip etmiyoruz. Bu anlamda evlatlarımızı yarınlara iyi evlat olarak yetiştireceğiz. İyi insan olmalarını tavsiye edeceğiz. Sabrı ve hakkı tavsiye edeceğiz ve gençlerimizi şiddete yönelik eğilimler noktasında mutlaka koruyacağız. Bu ülkeyi ve toprakları esenlik yurdu olması için kararlıyız. Birbirimize tutunup, umut vereceğiz” diye konuştu.
Adalet Bakanlığı ile imzalanan iş birliği protokolünün Türk milletine ve devletine hayırlı olmasını temenni eden Kasapoğlu, “Bu işbirliğinin ıslahına ve yarınlarına hazırlanacağımız her bir gencin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Çok güzel neticeler alacağımıza inanıyorum. Protokolün vatanımıza, milletimize ve insanlığa hayırlar getirmesini temenni ediyorum” şeklinde konuştu.
Konuşmaların ardından iki bakan iş birliği protokolünü imzaladı. Protokolün imzalanmasının ardından toplu hatıra fotoğrafı çekildi.