Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
MEB bir ilki gerçekleştirecek
MEB bir ilki gerçekleştirecek
Otobüs bagajından uyuşturucu çıktı
Otobüs bagajından uyuşturucu çıktı
Emniyet Üniversite Öğrencilerini bilgilendirdi
Emniyet Üniversite Öğrencilerini bilgilendirdi
Sarıkamış Şehitleri dualarla anıldı
Sarıkamış Şehitleri dualarla anıldı
Emniyetten silah operasyonu
Emniyetten silah operasyonu
HABERLER>ARAŞTIRMA İNCELEME
11 Eylül 2013 Çarşamba - 06:05

Limitsiz Yaşam

OĞUZHAN SAYGILI-Ülkemizde kişisel gelişim uzmanlarına/kitaplarına karşı önyargı had safhadadır. Kim bilir belki bu söz konusu yargıyı keskinleştiren sebepler hiç de az değildir.

Limitsiz Yaşam

Ülkemizde kişisel gelişim uzmanlarına/kitaplarına karşı önyargı had safhadadır. Kim bilir belki bu söz konusu yargıyı keskinleştiren sebepler hiç de az değildir. Kitaplardaki nasihat içerikli mesajlar, teorik olarak bilinenlerin sürekli vurgulanması, ayakları yere basmayan üslupta üst perdeden konuşulması, kaynağı belli olmayan şehir efsanesi tarzı anekdotların neredeyse her kitapta karşımıza çıkması ve en önemlisi de biyografi türüne müracaatın az olması istenmeyen önyargıyı beslemektedir.

 

31 yaşındaki kişisel gelişim uzmanı Nıck Vujıcıc’ın başlıkta ismi zikredilen kitabı diğer klasik kişisel gelişim kitapları türündedir.[1] Ancak kitabın kahramanının oldukça sıra dışı yaşantısı kendisini uzaktan-yakından tanıyan, bilen, etkinliklerine katılan, herkesin dikkatini çekmektedir.

 

NİCK VUJICIC KİMDİR?

 

Nick Vujıcıc, 1982’de Avusturalya’da sosyo-ekonomik düzeyi orta halli bir evde, doğuştan elleri ve kolları olmayarak dünyaya gelir. Annesi hemşiredir. Çok sık karşılaşılmayan bir durumdur, gerek ailesinin gerek kendisinin bu duruma uyum sağlaması hiç de kolay olmamıştır.[2] Yazarın Avusturalya yıllarına umutsuzluk ve ruhsal çöküntü hâkimdir. Anne-babanın yaşadığı hayal kırıklığı kolay atlatılamayacak boyuttadır. Bir ara çocuklarını evlatlık vermeyi bile düşünürler. Nick zaman zaman intiharı düşünmektedir. Ciddi bir intihar teşebbüsünde bulunur. Nick 12 yaşındayken ABD’ye taşınırlar. Orada imkânlar daha geniştir. 15 yaşından itibaren kendi ayakları üzerinde durmaya çalışır. Örgün eğitimini aksatmadan hem de karma okullarda tamamlar.

 

Bugün yazar, kendi ihtiyaçlarını neredeyse başkasına muhtaç olmadan karşılayabilen, yüzme bilen, sörf yapabilen, kaykaya binebilen, bilgisayar ve klavye kullanabilen, bilardo oynayabilen, her türlü sosyal etkinlikten geri kalmayan bir kişidir. Hayata tutunduktan sonra Nick, yaşadığı zorlukları ve mutluluk iksirini nereden bulduğunu, birbirinden farklı ülkelerdeki binlerce kişiye anlatma yolunu tutar. Artık bir kişisel gelişim uzmanı, bir aktivist olarak birbirinden farklı 19 ülkenin hastane, ibadethane, yetimhane, okul, hapishane, stadyum ile toplantı salonlarında başarı ve mutluluğun formülünü anlatmaktadır. Konferansları ve hayatını konu alan DVD’ler birçok ülkede satılmaktadır. Başrolünü kendisinin oynadığı “Kolları Olmayan Adamın Tek Arzusu” filminde de yazarın başarıları anlatılmaktadır.

 

Gerek ailesi gerekse yazar inançlı-dindar biridir. Hep beraber sürekli dua ederler. Kilise’nin müdavimlerindendir. Umutsuzluktan umuda yolculuğunun başlangıcını Nick, “…sonunda bir çocuk olarak, Tanrının bizimle tek yoldan konuşmadığını anladım.” sözleriyle dile getirir. Diğer seçenekleri inceler. Sonunda aradığı cevabı bulur. Şükür ve tevekkül neredeyse kitabın her sayfasında vardır. Nick, sık sık Tanrının insanlara kaldıramayacağı yükü vermeyeceğini belirtir. Joni Eareckson Tada’nın “Sevdiğim Tanrı” kitabını önce annesi sonra da kendisi okur. Tada ile kader birliktelikleri vardır yazarın. Joni, 17 yaşında atletik bir yüzücüyken bir dalış esnasında boynunu kırarak felç olur, yaşadığı zorlukları kitabında anlatır. Nick gibi binlerce engelli ve yakınının sorduğu sorunun cevabının bir bölümünü Tada’nın kitabında bulur. “Atılan bir kurşun dahi hedefine kilitlenmiş giderken, bunun benim başıma gelmesi, bana yaratıcının hakkımda bir planı olduğunu gösteriyor.” Buna inanması ve bu yaklaşım çerçevesinde yaşantısını sürdürmesi hem günlük hayatını daha kolaylaştırır, hem de hayatta daha da mutlu olmasını sağlar.

 

Türk toplumunun önemli zaaflarından biri de bu alışkanlıklardır.  Ebeveynlerin çocuklarını aşırı koruma güdüsüyle yetiştirmesi ve bunun sonucunda gençlerin, tembel, hantal, mesleksiz yığınlar haline gelmesine neden oluyor. Normal şartlarda dahi çocuğuna aşırı merhamet gösteren büyüklerimiz, özellikle engelli çocukların bakımında, yetiştirilmesinde daha fazla koruyucu davranıyor. Böyle olunca engellilerin önemli bir bölümü hem bir ömür birilerine bağımlı yaşıyor, hem de hayatı kendine zindan ediyor. Nick’in cesareti dikkat çekmektedir. Ailesinin korucuyu yaklaşımına başta kendisi karşı çıkmaktadır. Günlük ihtiyaçlarını kendi karşılaması noktasında bazı pratik davranışları kolaylıkla yapar.[3]

 

Müellifin, kendisine olan özgüveni gözlerden kaçmamaktadır. Yazarın yaklaşımı yer yer vaaz veren din adamı, nasihat eden öğretmen gibi görülebilir. Hayatımızı mutlu kılma noktasında Nick’in önerdiği şeylerin hemen hepsini bilsek de, Nasreddin Hocanın hikâyesindeki gibi eşekten düşen benim halimi anlar misali, engelli birisinin ağzından çıkan bu öneri ve nasihatler daha tesirli olsa gerektir. Eseri okuyan birisinin, Nick’in yazarlık yönünü cılız bulması muhtemeldir. Ancak görselliğin ön planda olduğu bu çağda Nick’in sosyal yönünün gelişmiş olması dikkat çekicidir. Kolları ve bacakları olmayan insanlarla empati kurmak için dahi bu tarz kitapların okunması gerekmektedir.

 

[*] Eğitimci, E-posta: ikizkuyu@yahoo.com
Blog Adresi: http://kitaplarinbaskenti.blogspot.com/
[1] Nıck Vujıcıc, “Limitsiz Yaşamı” 224 sayfa, 2012, İstanbul, Mihenk Kitap 
[2] Bu konuda paylaşacağım iki anekdotun yerinde olduğunu düşünüyorum. Bir yakınımdan dinlemiştim. Televizyonda haberlerde izlemiş. Sanatçı Kemal Sunal’ın vefat haberini duyan annesi ağlarken şöyle demiş: “Allahım bula bula benim oğlumu mu buldun? Niye benim oğlum?” Bir arkadaşımın annesi kanser olduğu için onkoloji hastanesinde uzun süre tedavi olmuştu. Annesinin durumu dolayısıyla hastane ve doktorlara hemhal olan arkadaş, bazı hasta yakınları sık sık doktorlara şu soruları yöneltiyormuş: “Hastamız niye bu hastalığa tutuldu?, Biz de bu hastalığın emarelerinden hiçbirisi yoktu. Bu hastalık bize nasıl bulaşmıştır? Neden biz? vs..” doktorun verdiği cevap da ibretlik: “Bu sorunun cevabı tıbbın dışındadır”
[3] Nick’in kendi adına kurduğu http://nickvujicic.com, /http://www.lifewithoutlimbs.org/ sitelerde bol miktarda görsel malzeme mevcuttur.

 

 
‘Erzurum’a hayırlı olsun’
 
Erzurum’da milli sevinç
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Köprübaşı kavşağına sinyalizasyon
Yılda 1,5 milyondan fazla aracın geçtiği Erzurum-Trabzon karayolunun Köprübaşı ...
Cumhuriyet Tarihi’nin ilk ziyareti…
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, resmi temaslar kapsamında ...
Türk Coğrafyasında 'UFRS' Sempozyumu
Muhasebe-finans Mesleki Yönetim Eğitim ve Kültür (MUMEYEK) Vakfı'nın düzenlediği ...
 
TÜBİTAK’tan yeni fikir ve ürünlere 200 bin TL destek
TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Necati Demir, dışa bağımlılığı azaltacak ...
İlahiyatçılardan Anadolu Buluşması
Türkiye'deki Üniversitelerde bulunan İlahiyat Fakültelerinin dekanları, ...
Halkın kazancı kiraya gidiyor
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2012 Hanehalkı Tüketim Harcaması verilerini ...
 
Erzurum için 2 hayati proje
Erzurum Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü tarafından hazırlanan ...
Terzioğlu anayasa çalışmalarını değerlendirdi
Erzurum Baro Başkanı Faruk Terzioğlu yeni anayasa çalışmaları hakkında ...
Müslüman oldu, Esma adını aldı
Ermenistan uyruklu Ani Aghadjanian, Müslüman olarak yapılan ihtida merasimiyle Esma adını aldı.
 
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurumspor’un Yeni Sezon Önceliği:

a. Ligde kalmak
b. Playoffa kalmak
c. İlk iki için mücadele


Sonuçları göster Anket arşivi
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeKünye FacebookFacebook TwitterTwitter Günün HaberleriGünün Haberleri