‘Polisimiz kahramanlık destanı yazmıştır’

AHMET TOPAL - SİNAN USLU

ANKARA (İHA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Gezi Parkı olaylarında polisin hukukun dışına çıkmadan, ağır başlı bir şekilde amirlerinden aldığı görevi yerine getirdiğini söyleyerek, "Polisimiz çok önemli demokrasi testinden başarıyla geçmiştir. Polisimiz bir başka ülkede yaşansa asla tahammül edilmeyecek saldırılara, tahriklere, hukuk dışına kesinlikle çıkmadan karşı koymuş ve adeta bir kahramanlık destanı yazmıştır" dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Gölbaşı'nda bulunan Polis Akademisi'ndeki mezuniyet törenine katıldı. İçişleri Bakanı Muammer Güler ile birlikte Gölbaşı'ndaki merkeze gelen Başbakan Erdoğan'ı, polis bandosu karşıladı. Polis bandosunu selamlayan Erdoğan, daha sonra törenin gerçekleştirileceği stadyuma geçti. Törende bir konuşma yapan Emniyet Genel Müdürü Mehmet Kılıçlar, mezun olan polisler arasında bulunan 15 ülkeden 62 yabancı öğrenciyi de polis olarak mezun ettiklerini söyledi.

İçişleri Bakanı Muammer Güler ise, 475 polisin mezun olduğuna vurgu yaparak, 305 misafir öğrenciden 62 tanesinin mezun olduğunu kaydetti. Hiç kimsenin başkalarının özgürlük alanını gasp edecek şekilde özgürlüğünü kullanamayacağını anlatan Bakan Güler, "Demokrasilerde hak aramanın meşru yolları vardır. Biz güvenliğin olmadığı yerde özgürlüğün kalmayacağına inanarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ne özgürlüğümüzden ne de güvenliğimizden vazgeçemeyiz" şeklinde konuştu.

Güler, vatandaşın polise karşı tutum ve davranışının büyük önem taşıdığını ifade etti.

"GÜVENLİK-ÖZGÜRLÜK DENGESİNİ SAMİMİ BİR ŞEKİLDE GÖZETTİK"

Mezuniyet töreninde mezun olan polislere seslenen Başbakan Erdoğan, mezun olan polislerin alanlarında en iyi eğitimi aldıklarını söyledi. Akademide teorik eğitimin yanında Türkiye'nin tecrübelerinin de pratikte öğrencilere verildiğini ifade eden Erdoğan, Türkiye'nin zorlu bir coğrafyada yer aldığına dikkat çekti. "Öncelikle vatandaşlarının çoğunluğu Müslüman olan bir ülkeyiz" diyen Başbakan Erdoğan, "Biz aynı zamanda uzun yıllar boyunca terörle mücadele eden, teröre rağmen demokratikleşme adımlarını atan, kararlı reformlar yapan bir ülkeyiz" dedi.

"Biz hem güvenliğini tam anlamıyla tesis etmek, hem de bunu hukuk içinde, demokrasi içinde özgürlüklere tam manasıyla sahip çıkarak gerçekleştirmek zorundayız" diyen Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin güvenliğinden asla taviz verilemeyeceğini kaydetti. 10 buçuk yıl boyunca hükümet olarak özgürlük-güvenlik dengesini çok hassas bir şekilde muhafaza ettiklerini belirten Erdoğan, "Biz bunların hiçbirine aldanmadık, bizim halkımız demokrasi ve özgürlük noktasında en ideali hak ediyor. Hatta bu noktada geç bile kalındı dedik ve özgürlükleri olabildiğince genişlettik" şeklinde konuştu.

Demokrasinin ve özgürlük alanlarının genişletilmesiyle Türkiye'nin daha güvenli ve itibarlı hale geldiğini kaydeden Erdoğan, terör sorunun çözümünde sona gelindiğini belirterek şöyle konuştu:

"Bu umut verici noktaya sadece güvenlik tedbirlerini artırarak değil, güvenlik-özgürlük dengesini samimi şekilde gözeterek ulaştık. Daha çok yasaklayarak değil, daha çok kısıtlayarak değil, daha çok görmezden gelerek değil, tam tersine özgürlükleri genişleterek, yolları açarak, gönülleri kazanarak bu güzel seviyeye gelebildik. Buradan geriye dönüş de Allah'ın izniyle olmayacak. Türkiye'de güvenliğin, demokrasinin, özgürlüklerin önüne geçtiği dönemler inşallah geriden gelecek. Hiçbir sabotaj, hiçbir tahrik Türkiye'yi güvenlikçi politikaların egemen olduğu Türkiye'ye döndüremez ve döndüremeyecek."

"POLİSİMİZ SON OLAYLARDA KAHRAMANLIK DESTANI YAZMIŞTIR"

Başbakan Erdoğan, son yaşanan Gezi Parkı olaylarını da hatırlatarak, polisin bu olaylarda bilinçli olarak hedef alındığını söyledi. Erdoğan konuyla ilgili olarak şunları kaydetti:

"Daha en başından itibaren bu gösterilerde polisimiz hedef alındı. Polisimizin şahsında hükümetimiz, demokrasimiz ve milli irade hedef alındı. Ulusal medyanın, uluslararası medyanın, bazı parlamentoların hedefinde hep polisimiz oldu. Gösterileri en başından itibaren büyük bir dikkatle izliyoruz. Bu gösterilerin hiçbir aşamasında polisimiz demokrasinin dışına çıkacak, hukuku çiğneyecek, özgürlükleri kısıtlayacak bir tavrın içinde olmamıştır. Polisimiz amirlerinden aldığı emirle kendilerine tanınan yetki çerçevesinde hukukun içinde kalarak, meşruiyet içinde kalarak görevini başarıyla yerine getirmiştir. Daha önce de ifade ettiğim gibi polisimiz çok önemli demokrasi testinden başarıyla geçmiştir. Polisimiz bir başka ülkede yaşansa asla tahammül edilmeyecek saldırılara, tahriklere, hukuk dışına kesinlikle çıkmadan karşı koymuş ve adeta bir kahramanlık destanı yazmıştır. Böylesine uzun soluklu bir mücadelede vakarını, disiplinini bozmadan 48 saat adeta aç susuz kalarak sürdürebilmek açık söylüyorum sadece bizim polisimizin başarabileceği bir iştir. Özgürlükleri bu kadar genişleten, bu kadar reform yapan hükümetin başbakanı olarak şunu bütün samimiyetimle ifade ediyorum; biz işkenceye sıfır tolerans diyen bir hükümetiz, biz polisimizin olaylara müdahale, gözaltı, sorgulama kurallarını değiştiren, demokratikleştiren bir hükümetiz. Polisimiz hata yaparsa bunu zaten açık yüreklilikle söyler, gereğini yaparız. Ancak hiç kimsenin kim olursa olsun, ister milletvekili, ister birileri, bizim polisimize küfretmeye, hakaret etmeye hakkı yoktur. Polisimiz üzerinden ülkemize operasyon yapmasına da müsaade etmeyiz. Polisimize hakaret edenler Yunanistan'ı görmüyor mu, Almanya'yı görmüyor mu, İngiltere'yi görmüyor mu, Fransa'yı görmüyor mu? Bizim polisimizin yapmadığı orada çok çok aşırı derecede fazlasıyla yapılıyor. Bizim polisimiz kurşun yiyor, bunun karşılığında su sıkıyor, biber gazı sıkıyor. AB müktesebatına bakarlarsa orada bunun polisin en doğal hakkı olduğunu görürler. Bize AB Parlamentosu ders verirken önce müktesebatın içeriğini okusun. Olaylar başladığı andan itibaren polisimiz son derece sabırlı davrandı. Olaylar başladığı andan itibaren polisimiz son derece itidalliydi. Her türlü medyayı, her türlü sosyal medya aracını kullanarak polisimize çok ağır saldırılar yapılmasına rağmen, polisimiz soğukkanlılıktan asla taviz vermedi. Bir partinin milletvekili yine söylüyorum, kameraların önünde çok ağır ifadeler kullanırken bile polisimiz bile polisimiz vakarından, ağır başlılığından asla geri adım atmadı. 10 yıl önce bu boyutta gösteriler karşısında, bu boyutta saldırılar karşısında polisin nasıl tepki vereceğini milletimizin takdirine ve tahayyülüne bırakıyorum. Ama bu son olaylarda polisimiz gerçekten kendisini bir başka ispat etmiştir."

"POLİSİMİZE UYGULANAN ŞİDDETİN GÖRÜNTÜLERİNİ MİLLETİMİZLE PAYLAŞACAĞIZ"

Gezi Parkı olaylarında bir polisin şehit olduğunu, iki polisin de silahla ağır yaralandığını kaydeden Başbakan Erdoğan, "Polisimiz inanın tarihinde hiç olmadığı kadar sabırlı ve itidalli davranmıştır" dedi. Polise uygulanan şiddetin görüntülerini halkla paylaşacaklarını ifade eden Erdoğan, "Polisimize nasıl şiddet uygulandığını önümüzdeki günlerde milletimizle görüntülerle paylaşacağız. Polisimizi uluslararası ya da ulusal medyaya, Türkiye'nin farklı çevrelerine asla yıprattırmayacağız" diye konuştu.

Kural dışına çıkan polis olursa bunun hem idari olarak hem de hukuki olarak gereğinin yapıldığına da dikkat çeken Başbakan Erdoğan, gerçekleştirdikleri mitinglerde ise milletin polisine sahip çıktığını belirtti. "Çünkü bu polis milletin polisidir" diyen Erdoğan, "Bu polisin arkasında da milletimizin ta kendisi vardır. Biz polisimizin özgürlüklere, demokrasiye ve hukuka daha fazla sahip çıkan ama aynı zamanda gücü artan, müdahale yeteneği artan bir durumda olmasını istiyoruz" diye konuştu.

Polislere son olarak Şeyh Edebali'nin "İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın" sözünü hatırlatan Erdoğan, "Siz devleti korumak için değil, milleti yaşatmak için vazife alacaksınız" dedi.

Başbakan Erdoğan, konuşmasının ardından ise dereceye giren polislere diplomalarını verdi. Diploma töreninin ardından mezun olan polisler marşlar eşliğinde yemin edecekleri masaların başına geldi. Burada bulunan silahlara el koyarak yemin eden polisler, tribünlerde bulunan vatandaşlardan ise büyük alkış aldı.

Başbakan Erdoğan, törenin ardından bir süre polis bandosu tarafından çalınan marşları dinledi. Polis bandosu, bir ara Mehter Marşı’nı çalması üzerine ise tribünlerden büyük alkış aldı.