Demokrasi eğer tam olarak uygulanırsa güzelliklerin yaşanmasına ve değişime neden olabiliyor. Bunun en güzel örneği geçtiğimiz Pazar günü Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı seçiminde yaşanmıştır. Çok sayıda adayın katıldığı bu seçimde Tufan Erhürman büyük bir farkla kazanmış bulunuyor.
Bu seçimin sonucunun doğru değerlendirilmesi ve Kıbrıs Türk’lerinin iradesine saygı gösterilmesi gerekiyor. Seçime katılım oranının yüksek olması AB ülkelerindeki düşük katılıma göre demokrasi açısından büyük bir başarı olarak kabul ediliyor. Kıbrıs Türk’lerinin ulaştıkları bu başarı 150 yıldır İngiliz sömürge yönetiminin ve Rumların ağır baskılarına karşı verdikleri mücadelenin sonucu oluyor. Bu nedenle mücadelenin devam edeceğini söylemek olasıdır. Kendi iç düzenimizin karşılıklı saygı temeline oturtulduğu sürece aşılamayacak engelin olmadığının bilinmesi gerekiyor. Uzun yıllardır bir türlü çözüme ulaştırılamayan Kıbrıs konusunun çözümü için BM genel kurullarında ve Güvenlik konseyinde alınmış olan kararların uygulanmamış olması konunun çözümünün önündeki en büyük engeldir. Önümüzdeki dönemde Kıbrıs konusunun çözümü isteniyorsa öncelikle BMGK’nın aldığı 4 Mart 1964 Tarih ve 186 sayılı kararının güncellenmesi gerekiyor.
Şu anda içinde bulunduğumuz durumun düzeltilmemesi çözümün önünde engel olarak duruyor. Aradan geçen bu uzun süreye karşın Vakıflar ve Mülkiyet konusunun öncelikle ve ivedilikle müzakere masasına getirilmesi gerekiyor. Özellikle Vakıflar konusu Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluş antlaşma ve anayasasında yer alıyor. Buna koşut Kıbrıs Türk Federe Devleti ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti anayasalarında da bu konu yer almaktadır. Annan planında Vakıflar konusuna değinilmemiş olması büyük bir eksiklik olmuştur. Buna koşut Ortodoks Kilisesine ait olan mallar dini kurumlara ait olan mallar olarak geçiriliyordu. Bugüne değin siyası konular öne çıkarılarak bu konuların nadasa bırakıldığını söylemek gerekiyor.
Göreve yeni başlayacak olan kadronun zoru başarması gerektiğinin bilincinde olduklarına inanıyoruz. Bu nedenle elde edilecek başarının sonucunun Kıbrıs Türk’üne ait olacağının ve karşımızdaki unsurun tuzaklarına düşmememizin bilinmesi gerekiyor mu ne… Sevgiyle kalınız.